Hangi Gençlik ?

  Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk,çok konuşmasında gençliğin önemine mutlak değinmiş ve gençliğe güvendiğini hep dile getirmişti.

 Yaşanılan okadar sıkıntılı zamanlarda dahi gelecek tehlikesini görerek bas bas bağıran bir adamın sesine ne kadar kulak verebildik?

Atatürk, gençlik gençlik derken hangi gençlikten bahsediyordu ?

Eminim ki şuan ki gençlikten bahsetmiyordur...

Eski yıllarda,kitapların yakıldığı,teknolojinin bu kadar gelişmediği dönemde, gençlik ülke sorunlarıyla daha mı çok ilgileniyorlardı acaba ..İdeolojiyle,siyasetle,ekonomiyle..Okadar çok ilgileniyorlardı ki birbirleriyle kavga etcek duruma geliyorlardı.O kadar çok ilgileniyorlardı ki hükümetler darbe kararı almak zorunda kalıyordu..

Şimdi ki gençliğin ise büyük kısmı  ortam ve muhabbet peşinde neredeyse..Bu akşam hangi diskoya gidelim,hangi güzel kız veya yakışıklı erkekle sevgili olalım..Tek derdimizin aşk acısı olduğu bir dönemi yaşıyoruz.

  Türkiye'nin temel taşları olan kavramlarını,yasalarını,siyasetçilerini,müteşebbislerini takip etmiyoruz ve bilmiyoruz.Biz mi kurtarıcaz bu ülkeyi diyerek konuşmaya bile gerek duymuyoruz.Konuşan insanlara çok bilmiş tavırlarla bakıyoruz.Bir çaba içine girenlere 'Boşuna uğraşıyorsun' diyerek önyargı oluşturuyoruz.

   Boşver mantığıyla ilerleyerek, eleştirmeyide bizden iyi bilen yok ama.Her konuya diyecek bir sözümüz var mutlaka.İş eleştirmeye gelince elimizden kimse kurtulamıyor.'E peki kardeşim madem okadar anlatıyorsun,belli başlı şeyleri tespit etmişsin sen de koysana elini taşın altına dediğimizde 'Yok ben almayım' cevabıyla karşılaşıyoruz..

  Azınlığa girenler de yok değil elbet.Şirket kurma düşüncesinde olan,Sivil Toplum Kuruluşu kuran veya kurulmuş STK'da aktif görev alan,siyasete atılan en azından amacı olanlar da var.Bugün bu tür faaliyetlerle ilgilenen arkadaşların bazıları elbet ilerde yüksek makam mevkiilerde olacaklardır.Ve o makamlara gelenleri  ilk eleştirenler kimler olacak biliyor musunuz ? Bizlere boşver diyen ya da faaliyetlerimizi sadece izlemekle yetinenler..

  Peki biz ne kadar kale alacağız o insaları? Zamanında ben uğraşırken 'Sen de gel' dediğimizde gelmeyen sen değilmiydin demeyecekmiyiz?

   Biz yine demokratik olup onların düşüncesini önemseyeceğiz elbet ama ne kadar ?

Türkiye en çok üniversite mezunu verdiği, aslında onurlu bir yılını yaşıyor.Okuyan üniversite öğrencisi sayısı her yıl daha da artıyor.Evet.. Türkiye genç nufusuyla göğsünü kabartarak gurur duyuyor.

   Peki Önemli olan pazar tezgahındaki malların az olup sağlam olmasımı,yoksa çürüklerin bol olduğu ama fazla gözüken bir tezgahın olmasımı...Genç nufusu yok denecek kadar az olan Avrupa Ülkeleri her yönüyle bizden daha ileride değiller mi ?

  Bu ülkeyi ekibiyle ve halkıyla beraber çok zor şartlar altında kurtaran ve yeniden yapılandıran bir lider,çıkıp bir gün gelse 'Ben bu ülkeyi siz böyle olasınız diye mi kurtardım dese'  ne cevap verebilirdik ?

 Cevabı çok olanların daima arttığı bir Türkiye Gençliği dileğimle..

Sevgiler;

Sabır..Sabır..Sabır...

(Blog sitelerinin tekrar faaliyete girme haberiyle birlikte yazılara aynı hızda devam ediyoruz...)


İş dünyasına atılmamıza sayılı günler kala,hepimizi aynı telaş sardı. İş bulabilecek miyim?

İş bulmak kesinlikle göreceli bir kavramdır açıkçası.

Kimler işsiz kalır?
Neden işsiz kalınır?
Sorun bende mi yoksa ekonomik nedenlerden mi?
Okuduğumuz üniversite,aldığımız dersler iş bulmada ne kadar etkili?

Gibi bir çok soruları  kendimize soruyoruzdur.

 Nedenleri belirledikten sonra çözümlere yoğunlaşma sırası geldi sanırım...

Üniversite öğrencisinin sabırsız olması işsiz kalmalarında en büyük etken diye düşünüyorum.Hiç Sabretmiyoruz..Herşey hemen olsun istiyoruz.Hemen iş bulabileyim,hemen yükselebileyim,hemen yüksek maaş alabileyim gibi birçok isteklerimiz var.

Tabiki bu isteklerimiz kısa sürede gerçekleşicek istekler değil elbet..Nadir kişilikler hariç tabii..

Üniversiteyi bitiren bir genç,sabahlara kadar çalıştığı derslere değil 4 yıl boyunca yaptığı aktif faaliyetlere güvenmelidir.

   Üniversite de tüm bakışaçınızı değiştirebilecek,hayallerinizi etkileyebilecek,düşüncelerinizi olgunlaştıracak tek yer Öğrenci Topluluklarıdır.Topluluklar böyle önemli misyon ve vizyon taşıyabilecek güce sahip önemli kuruluşlardır.

Topluluklar sayesinde edindiğimiz dinamik çevre,dostluklar,tecrübeler aynı zamanda sıkıntılar sizi olgunlaştırdığı gibi aynı zamanda hayatınızı değiştirecek mühim kararlar almaya da itecektir.

   Sabrın sonu selamettir diye boşuna dememişler.Günümüz insanlarında hele ki Üniversite öğrencilerinin büyük kısmının sabırsız oldukları oldukça net görülmektedir.Bu duruma tersine çevirmek ise sadece bizim elimizde.Bu konuyu çözmek için bizi anlayabilecek, arkadaşlarımıza,dostlarımıza,iş adamlarına,hocalarımıza sürekli bize yol göstermeleri için danışmalıyız..Fikir alışverişinde bulunmalıyız.

 Yaptığımız çalışmalarda sıkıntı ve sorun çıkması oldukça normaldir.Bu olaylar sırasında sakin ve sabırlı olmak doğru karar almamıza yardımcı olacaktır.

Unutmayız ki dünya,sorun odaklı değil,çözüm odaklı çalışanların başarılı olduğu bir dünya olacaktır.

Sevgiler ;

Geç Kalınmış Dava..

 
1 Mart 2011 Tarihinde Digitürk'ün blog sitelerine açtığı dava sonuçlanmış ve digiturk davayı kazanmıştı.

İnternet teknolojileri derneği ise dün bu karar için suç duyurusunda bulundu.Açtığı davada ise yazanlar kısaca aşağıdaki gibi...

''Blogspot, Türkiye'den 4 milyon kişinin blogunun bulunduğu Blogspot.com'u kapsamaktadır. Blogspot.com'un bulunduğu IP'ler, aynı zamanda milyonlara Türk vatandaşının ve şirketinin kullandığı Google Analytics, Google Maps gibi hizmetleri de barındırmaktadır. Bu karar, bu hizmetleri aksatacaktır. LigTV'nin maçlarını izinsiz yayınladığı ileri sürülen onlar belki yüzlerce altalan adını yasaklamak mümkünken 4 milyon blog sahibi Türk vatandaşına sansür uygulamak ve milyonlarca Türk vatandaşını suç unsuru içermeyen weblere ve binlerce şirketin hizmet alıp, iş yaptığı Google Hizmetlerine erişimini engellemek ya da aksatmak, kanımızca görevi ihmaldir.

Alan adı yerine IP temelli uygulama, bazı apartman dairelerinde suç işlendiği gerekçesiyle, koca bir mahallenin hatta şehrin dünya ile bağlantısına kesme kararına benzemektedir.

İnternet Teknoloji Derneğinin açtığı dava oldukça yerinde bir davranış ama 4 milyona yakın blog kullancısının ellerinden anılan yazma ve özgürlük hakkı için oldukça geç kalınmış bir dava..

Geç kalınsada kazanma ihtimali hayli yüksek olan dava biz blog yazarları için oldukça iyi bir haber..

 İlk aşamada yanlış karar verilsede adaletin tecelli edeceğine inancımız tam.

Şimdiden blog yazarları için hayırlı olması dileklerimle;

Sevgiler;

'Özgürlük Erişimi Engellenmiştir'

    Geçtiğimiz gün blogspot.com'un kapanma haberiyle birlikle tabiri caizse hepimiz şok olduk.Digitürk firmasının açtığı dava sonuçlandı ve blogspot.com a erişim engellendi.Digitürk kendi yayınlarını izinsiz kullanmalarından ötürü blogger firmasına dava açmıştı.Digitürk yayınlarını izinsiz olarak insanlara izleten 15-20 blogspot kullanıcısı yüzünden,blogspot u yazı yazmak için kullanan 1 milyon kullanıcı artık yazılarını yayınlayamıyor.

 Yurtdışı çıkışlı serversanız o ayrı tabii....

 Düşünsenize...Üniversite de bir grup öğrenci izisiz gösteri yapıyor.Bu gösteri yapıldığı için tüm üniversite öğrencileri uzaklaştırma cezası alıyor.Böyle birşey mümkün mü?

Ya da bir milletvekili hukuka uygun olmayan bir iş yaptığında meclisin kapatıldığını düşünelim.Böyle birşey nasıl mümkün değilse blogger'ın kapanmasıda yersiz ve anlamsız.

 Evet Digitürk firması haklı.Kullanıcılarına ücretli sunduğu imkanı başkalarının yasal olmayan yollarla ücretsiz kullanmamalarını istemesi en doğal hakkı.Ama mahkeme tarafından verilen karar tamamen yanlış.

 Böyle bir durum var ise ya o kullanıcıları tespit edip bloglarını kapatacaksınız ya da kullanıcıların bu yayını almaması için farklı bir sistem geliştireceksiniz.Bu seçenekler arasında siteyi tamamen kapatmak yok.Olmamalıydı da.

Milyonlarca insanın yazı yazma hakkını yani özgürlük hakkını ellerinden almamalıydı bu karar.Ben bu kararı  'Özgürlük Erişimi Engellenmiştir' diyerek yorumluyorum.

Türkiye için büyük bir ayıp olduğunu düşüyorum ve  yetkilileri daha mantıklı karar vermeye davet ediyorum...


Sevgiler;