25 Aralık 2010 Cumartesi

Genç Girişimciler Zirvesi'nin Anatomisi

 Genç Girişimciler Zirvesi benim için çok anlamlı bir etkinlikti.Bir yılı aşkın süredir yürüttüğüm başkanlık görevim bu zirveden sonra sona erecekti.Ozaman bu etkinlik bu güne kadar yaptığımız etkinliklerden çok daha iyi olmalıydı.

 Zor zahmet 14 konuk bigaya gelmeleri için ikna edildikten sonra rotamızı farklı bir konuya,etkinliğin eğlenceli geçmesi için yapabileceklerimize çevirdik.İlk olarak Selva makarna'ya mail attım.Biga'da büyük bir zirve olacağını,600 öğrencinin bu zirveye katılacağını kendileri için iyi bir reklam alanı yaratılabileceğinden bahsettim.Düşünmek için süre istediler.Bir hafta sonra geri döndüklerinde Selva aracının 2 gün boyunca fakültemizde olacağı bilgisi geldi.Katılımcı arkadaşlarımıza öğle arasında ücretsiz diledikleri kadar makarna verilecekti.

 Acaba yeter mi dedik koordinatörümle birlikte.Hayır böyle bir zirve için yetmezdi tabiki.Şeker Piliçte sponsor oldu ve iki gün boyunca sucuk ekmek ve schnitzel katılımcılara ücretsiz verilecekti.

 Şimdi yeter mi diye düşünmedik değil! Yemek yedikten sonra buz gibi soğuk bir havada sıcak bir çay içimizi ısıtır diye düşündük.Çaykur'da sponsor oldu ve 2 gün boyunca çaylar da ücretsiz sunuldu katılımcılara.

 Velhasıl etkinlik vakti gelmişti.Etkinlikte görev alan arkadaşlarım heyecanla ilk kez yapacakları görevlere ısınmaya çalışıyorlardı.Hazırlıklarda yapıldıktan sonra katılımcılar salonu doldurmaya başlamıştı.Sponsorlar ise yoldaydı.Konuklar sabah karşılanmıştı ve kürsüye konuşmaya çıkmak için hazırlardı.

 Etkinlik başlamıştı.Sırayla konuşmacılar yerlerini aldılar ve bilgi,birikim,tecrübelerini katılımcılarla paylaştılar.Detaylara çok fazla girmeyeceğim.Benim dikkat çekmek istediğim nokta başka aslında.

 29 Kasımda ilk stantımızı açmıştık.Etkinliğin tanıtımı ve bilet satımı için arkadaşlarımız stantta hazır bekliyorlardı.Normalde stant için 4 arkadaş yeterlidir.Bir hafta içi günü stantımızı kapatırken tam 19 kişi olarak fotoğraf çektirdik.

 Dersi olanlar, hasta olanlar hepsi oradaydı.Peki ne için?Bilet satmak için mi? Tabiki de cevap hayır.Mesele bilet satmak değildir,mesele bileti bahane ederek karşı tarafı ikna etmeye çalışmaktır.Herkes satamaz o bileti çünkü herkes çıkamaz herkesin karşısına merhaba diyerek.Özgüven gerekir,cesaret gerekir,ikna kabiliyeti gerekir,sıfır ego gerekir.

 'İşin mutfağı' diye bir deyim vardır.Koç Holding Kurucu Başkanı Vehbi Koç artık çalışma yaşına gelen oğlu Rahmi Koçu Ford Fabrikasında İşçi olarak işe başlatmıştır.Rahmi Koç bu durumdan çok şikayetçi olmuştur başta.Çünkü babasının, fabrikanın sahibi olduğunu bile bile kir pas içinde olmaktan şikayetçidir.Bu olaydan 48 yıl sonra capital dergisiyle yaptığı röportaj da 'ozamanlar işçi konumunda olmaktan çok şikayetçiydim ama şimdi babamın neden böyle bir karar verdiğini çok iyi anlıyorum.Şimdi o işçinin ne düşündüğünü,ne talep ettiğini bilen bir patronum' demişti.

 Bizim içinde aynı şey geçerlidir.Eğer bu istekli arkadaşlar işin mutfağını öğrenmeden karar verici konumuna gelirlerse,sorunlarda beraberinde gelecektir mutlaka.

 Kendini kanıtlamak için harıl harıl çalışan,sürekli amfiye,kantinlere,merdiven başlarına kısacası öğrencinin girdiği her yere büyük bir özgüven ile giren arkadaşlarım...Zirve'nin en önemli anektodu işte bu idi.Biga Genç Girişimciler Topluluğu ekibiydi.Etkinlik öncesinden etkinlik bitimine 4 hafta boyunca hiç durmadan,cok az uyuyarak,çok fazla çalışarak varını yoğunu masaya yatıran güzel ekibime diyecek söz bulamıyorum.

 Jubile mi yaptığım son etkinlikten,yıllar sonra hatırlayacağım tek şey 'ekip olarak çok iyi çalıştık' sözü olacaktır.

 Genç Girişimciler Zirve'sinin hazırlanmasında büyük emeği olan Hasan Basri Demir'e ve bu etkinliği güzelleştiren yönetim kuruluna ve topluluğumuzun gerçek gücü olan aktif üyelerimize teşekkür ediyor daha nice etkinliklerde beraber olmak temennisiyle saygılarımı sunuyorum..

Etiketler: , ,