24 Ocak 2011 Pazartesi

BİR ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİNİN GÖZÜNDEN : TECRÜBE!

  Tecrübe kelime anlamı itibariyle,bireylerin yaşadığı olaylar neticesinde edindiği pekte olumlu olmayan kazanımlardır.

 Tecrübe, her ne kadar olumsuz bir olgu gibi görünsede aslında insanı nasıl geliştirdiğini ve nasıl olgunlaştırdığını ilk süreçte farketmeyiz.Bu tecrübeyi kazanmak için ne kadar çok bedel ödesekte sonunda kazanım elde etmek teselli eder.Cümleyi Thomas Carlyle çok güzel özetliyor:'Tecrübeler en iyi öğretmenlerdir lakin okul masrafları biraz çoktur'

İnsanlara karşı çok tarafsızdır.Zengin fakir,başarılı başarısız,kız erkek ayırt etmez.Okadar paha biçilemezdirki parayla da satın alamazsınız ve maalesefki babanızın size bırakamayacağı tek şey de tecrübenin ta kendisidir aslında.

Bireylerin her ne kadar çok katılınmasada en çok tecrübe ettiği yer üniversitedir.Mezuniyet sonrası iş hayatında bir şirkete bağlı olursun ve günün büyük bir dilimini hep aynı insanlarla geçirirsin.Sana tecrübe katabilecek kişi sayısı oldukça düşüktür aslında.

Ama üniversite de durum farklı.İstersen fakültenin tüm öğrencileriyle tanışma ve yakın olma imkanın da var.Çok arkadaş edinir isen tecrübe katsayın her geçen gün yükselir.Çünkü senin bir yönünü kullanmak isteyen mutlaka aralarında olacaktır.Senden istediğini aldıktan sonra ise kullanılmış bir mendil gibi atacaktır seni öyle nankördür ki arkasına bile bakmayacaktır.

Sen de kötü bir tecrübe etmiş olursun bu durum o kadar çok başına gelirki ondan sonra insanlara temkinle yaklaşırsın.Herkes ile hemen samimi olmamaya başlarsın,kurnazlaşırsın...

O tip insanlar sen olgunlaştıktan sonra tekrar karşına çıkar ve sen o an gülümsersin.Artık yenilmeyeceğini bilirsin bu sefer.Ona istediğini vermezsin.Verir isen bunun farkında olduğunu bilerek verirsin ona farkında olmadığını hissettirerek.

Kimileri ise profesyoneldir.Seni kullanmak istediğini ve asıl karakterini seni himayesi altına alana dek su yüzüne çıkarmaz.Sen de dersinki 'ohh bu sefer tamam bu düzgün bir insan' ama belli bir süre geçtikten sonra son darbeyi vurur ve sen yine yanıldığını hissedersin.

Bu seferde dersinki '50 yıllık arkadaşım dahi olsa temkinli olacağım' bunun yapılması oldukça zordur.Lakin bunu yerine getiren bunu karakterine işletmiş kişilerdir.

Size katılmayacaklardır'saçmalama insan en yakınınada mı güvenmez!' o an açıklayamazsın ama bilirsin ki daha tecrübe etmemiş.Lakin ettiği an aklına sen gelirsin.

Eğer yaşadığınız süre boyunca güçlü olmak istiyorsanız, çevrenizdeki kişilerden(aileyi bunun dışına çıkarıyorum) en az zararı görmek istiyorsanız herkese temkinle yaklaşacaksınız.Öyle temkinli olacaksın ki hayatından çıkışı sana zerre zarar vermeyecek.Seni illa üzer,düşündürür.Peki ne kadar? Bir gün, iki gün..Ya sonra ?

Darbeler üst üste gelmeye başlayacak ve sen dim dik ayakta olacaksın,öldürmeyen her darbe seni daha da güçlendirecek..

İnsanlar sana gamsız diyecekler.Belki başka şeylerde..(Gamsız olmak nankör ya da acımasız olmak değildir aslında sana gelen darbelere karşı güçlü durmak ve umursamıyor göstermektir.)

Sende ona şu cevabı vereceksin....

'Söyle bana: Sende gamsız olmak istemezmiydin?

Cevap Hayli İlginçtir...

'Allah Kahretsin EVET!!'

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa